Ben, Beşiktaş ekonomisine yaptıklarımı konuşmak istemedim bugüne kadar. Ama alçak gönüllülüğün sonu iyi olmadı. Ben Beşiktaş ekonomisini konuşmamayı seçmiştim ama şimdi konuşuyorum. Ekonomik konularda kendimizi başarılı buluyoruz.
21 Ekim’de göreve geldiğimizde Beşiktaş Kulübü’nün 2 milyar 920 milyon TL’lik bir borcu vardı. Mayıs 2020’ye kadar 740 milyon TL ödememiz gerekiyordu. Yılda 550-600 milyon TL gelirimiz olsa da hepsi bankalara gidiyor. Özel ilişkilerimizi kullanarak 350-400 milyon TL temlikten para kullandık. 150 milyon TL şahsi kefalet, 110 milyon TL şahsımın ve yönetim kurulunun verdiği para, 60 milyon TL bağış 60 milyon TL de alnımızın teriyle bulduğumuz sponsorlarla bu yükü çevirdik. Pandeminin bize zararı 400 milyon TL. Naklen yayın gelirimiz 100 milyon TL eksik olacak. 100 milyon TL stat gelirimiz olmayacak. 200 milyon TL de güncel kur farkından zararımız var.
Bankalarla anlaşmayı Ali Koç imzalamamakta haklıydı. Fikret Orman bizden önce imzayı attı. Galatasaray imzayı attığı için ‘değiştirin’ diyemiyor. Benden önce imzalandığı için itirazda bulundum. Sayın Cumhurbaşkanı sağ olsun 1.5 saat beni dinledi. Durumu anlatmaya çalıştım. ‘Veriyoruz, bir daha veriyoruz, sonra bir daha… Bitmiyorsunuz!’ dedi.Ben de kendisine bir spor yasasıyla her yönetimin sorumlu olacağı bir düzenlemeyle bu işin olabileceğini anlattım. Sorumlu kişilere, ‘Makul gözüküyor, siz de inceleyin’ dedi. ‘Ayrı gayrı olmaz Fenerbahçe ve Galatasaray da olacak’ dedi. Pandemi süreci girmese nisan, mayısta bitebilirdi.
Abdullah Avcı, Trabzonspor’la anlaştıktan 1 gün sonra bize ihtarname gönderdi 19 milyon TL’lik. Bizden 11 milyon TL almıştı. Toplamda 30 milyon TL’lik alacağından kalan 19 milyon TL’yi istiyor. Helalleşmemiz gerekiyor, onu da kırmamamız gerekiyor. Bir ağabey-kardeş gibi bu işi çözmemiz gerekiyor. Üzerimde camia baskı oluşturuyor ama anlaşacağımızı düşünüyorum. Bir yabancı hoca gibi katı olacağını düşünmüyorum.
abdullah avcı