Almanya, siyasi ve ekonomik alanlarda zorlu bir dönemden geçiyor. Üçlü koalisyon hükümeti içinde mali politikalar ve enerji stratejileri konusunda yaşanan anlaşmazlıklar, Başbakan Olaf Scholz liderliğindeki hükümeti baskı altına alıyor. Ekonomik daralmayı tetikleyen enerji krizi ve yüksek enflasyon, 2023 yılında Alman ekonomisini yüzde 0,3 oranında küçülttü. Bu durum, Almanya’nın Avrupa’da zayıflayan bir güç haline gelmesine neden oldu. Uzmanlar, sorunun çözümü için ortak bir siyasi irade ve uzun vadeli ekonomik reformların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Türkiye ise uyguladığı ekonomi politikalarıyla dikkat çekiyor. Enflasyonu kontrol altına alma hedefindeki ilerlemesi, uluslararası yatırımcıların yeniden güvenini kazanmasını sağlıyor. Savunma sanayii ve yenilikçi teknoloji yatırımları sayesinde Türkiye, bölgesel bir ekonomik merkez haline geliyor. Alman Bilim ve Siyaset Vakfı Dış Ticaret Politikası Uzmanı Jens Bastian, Türkiye’nin ekonomik politikalarındaki olumlu değişimleri değerlendirirken, yabancı yatırımcıların ülkeye olan güveninin arttığını ve Türkiye’nin Çin’in radarında olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin yenilikçilik kapasitesi ve özellikle Togg örneğiyle elektrikli otomobiller bağlamında Çin için ilgi çekici hale geldiğini ifade ediyor.
Rusya-Ukrayna savaşı, enerji ve ekonomi politikalarında Almanya’yı ciddi şekilde etkiliyor. Rus doğalgazına olan bağımlılığın azaltılması için atılan adımlar, enerji fiyatlarının yükselmesine ve sanayi sektöründe maliyet artışlarına yol açıyor. Bu durum, tedarik zincirleri ve üretim ağları gibi temel unsurları içeriyor. Jens Bastian’a göre, Çin şu anda Türkiye’de büyük ölçekte yatırım yapmaya hazırlanarak, ekonomik dengelerde yeni bir oyuncu olmaya aday.