Beykent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Arş. Gör. Eda Balcı, monosodyum glutamat adı verilen tuz türü hakkında konuştu. Monosodyum glutamatın, kısaltılmış adıyla MSG, esansiyel olmayan aminoasitlerden olan glutamik asidin sodyum tuzuna dendiğini, halk arasında ‘Çin Tuzu’ olarak da bilindiğini ifade eden Balcı, MSG’nin hazır gıdalarda sıklıkla kullanılmakta olan bir lezzet arttırıcı olduğunu belirtti.
Msg tükettiğimiz pek çok gıdada bulunuyor
Sanayileşmekte olan ülkelerde, Avrupa’da ve Amerika’da tüketim miktarının oldukça yüksek olduğunu söyleyen Balcı, “MSG, neredeyse tüm cips çeşitlerinde, et sularında, bazı katı yağlarda, soslarda, işlenmiş et, tavuk ve balıkta, baharat karışımlarında, hazır çorbalarda, bebek mamalarında ve daha birçok hazır tüketim ürünlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Sadece hazır gıdalarda değil aynı zamanda organik tarım ürünleri üretiminde kullanılmakta olan gübreler de MSG içermektedir” diye konuştu.
“Fazla miktarda Msg alzheimer’a yol açıyor”
İşlenmiş hazır gıdalarda özellikle lezzet artırıcı özelliğinden yararlanılan MSG’nin güvenilirliği konusunda da yapılan çalışmalara göre farklı görüşler savunulduğunu belirten Balcı, “MSG, lezzetlendirici olarak besinlerde kullanıldığında baş ağrısı, yüzde kızarıklık, göğüs ağrısı, ödem ve nefes darlığına sebep olduğu, çeşitli organ ve sistemlerde oksidatif stresin artmasına neden olduğu bilinmektedir. Dahası yapılan bazı çalışmalarda, tükürük salgısını artırarak gıdanın lezzet özelliklerini güçlendiren ve daha hızlı ve sık yeme isteği uyandıran MSG’yi fazla miktarda tüketenlerde diyabet, obezite, Alzheimer, Parkinson, öğrenme bozuklukları gibi ciddi hastalıkların ortaya çıkma ihtimalinde artış olduğu görülmüştür” diyerek fazla tüketilen MSG’nin yol açabileceği hastalıklara dikkat çekti.
“İnsanlar yedikçe yiyor ve doymak bilmiyor”
Peki bu kadar zararları olan bu katkı maddesi besinlere neden ekleniyor? Bu sorunun cevabının MSG’nin besinlere verdiği acı, tatlı, ekşi ve tuzlu tatların birbirine geçtiği ve ‘beşinci tat’ olarak da bilinen umami tattan kaynaklandığını belirten Balcı, şöyle devam etti: “MSG dilde yer alan tat duyusu algılayıcılarındaki reseptörlerde bağımlılık yapıyor ve tat alma duyusu bu sebeple hassaslaşıyor. Beyni uyararak hem lezzet artırıcı hem de iştah artırıcı etki gösteren MSG’yi insanlar yedikçe yiyor ve doymak bilmiyor. Her yediğinde sanki ilk defa yemiş gibi hissi yarattığından besinlerin daha çok tüketilmesine neden oluyor. Bunun sonucunda da insanlar kolayca kilo alabiliyor ve bu durum obeziteye neden olabiliyor.”
Msg hormonları özellikle çocuklara çok zararlı
MSG’yi özellikle çocuklardan uzak tutmanın çok önemli olduğunu söyleyen Balcı, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Çünkü MSG, büyüme hormonunun baskılanmasına neden olduğundan çocukların normal gelişiminde büyük bir risk faktörüdür. Anne karnındaki bebekler bile MSG’den etkilenmektedir. Anne adayları veya emziren anneler tükettikleri MSG’li hazır gıdalar nedeniyle hem gebelik döneminde hem de sonrasında emzirirken zararlı bu maddeyi farkında olmadan bebeğin de almasına neden olmaktadır. Bu yüzden anne adaylarının ve emziren annelerin de bu konuda çok dikkatli olması gerekmektedir.