Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi’nin yazısından ilgili bölüm şöyle:
KILIÇDAROĞLU ‘GİDEN GİDER, DOSTLARIM BANA YETER’ HAVASINDA
CHP, Türkiye’nin en köklü partisi. O nedenle CHP’nin istikrarı demokratik istikrar açısından önemli. CHP elbette ki köklü bir çınar. Altı ok amblemi ve Atatürk ismi onu ayakta tutmaya yetiyor. Ama bunlar CHP’deki yaprak dökümünü gizlemeye yetmiyor. Erken düşen her yaprak, bir kopuştur. Bu köklü bir çınarın yaprağı olsa dahi…
CHP’den istifa eden üç milletvekilini kast ediyorum. CHP’den ayrılarak parti kurmaya hazırlanan Muharrem İnce’den söz ediyorum. Muharrem İnce, parti kurma çalışmalarını öne çekti. Geç olmadan CHP’den istifa edecek.
HUZURSUZLUK BÜYÜYOR
CHP’den istifa eden 3 milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Avni Aksoy ve Özcan Özel’le irtibat kuranların sayısı artmış. CHP’de rahatsızlık büyüyor ama bu yeni istifaları getirir mi orasını bilmem.
Şaşırtıcı ama istifalar karşısında Kılıçdaroğlu’nun rahat olduğu söyleniyor. CHP Lideri geçen hafta üç milletvekili ile görüşmüştü. Ancak milletvekillerinin talepleriyle ilgili en ufak bir adım atmamıştı. Zaten görüşme sırasında da milletvekillerini ikna etmek gibi bir çaba içinde olmamış. Üç milletvekilinin istifasından sonra dün CHP’nin MYK toplantısı vardı. Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’nin parti kurması ve istifalar konusundaki rahat tutumunu orada da sürdürmüş. Kılıçdaroğlu, “Giden gitsin, dostlarım bana yeter” havasında. CHP Sözcüsü Faik Öztrak da Muharrem İnce’ye “Bir an önce istifa et” çağrısı yaptı.
‘DOSTLAR’ STRATEJİSİ
CHP Lideri, “dostlarım” dediği İYİ Parti, Saadet Partisi, HDP ile yerel seçimlerde yaptığı ittifakla siyasi hayatının tek başarısını elde etti. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyükşehirlerde belediye başkanlığı seçimini kazandı. Kılıçdaroğlu, 2023 seçimlerine giderken bu ittifakı korumak istiyor.
1- DEVA ve Gelecek partileriyle ittifakı genişletmeye çabalıyor.
2- CHP Lideri’nin bu stratejisinde yanlış bir unsur yok. Ama sorun, dostları ile ittifakı korumak isterken, Atatürkçü-Cumhuriyetçi çizgiyi önemseyen CHP’lileri kaybetmeyi göze alabiliyor.
KILIÇDAROĞLU’NU NE ÜZER?
CHP’nin eski genel başkanları Hikmet Çetin, Altan Öymen ve Murat Karayalçın’ın ısrarlı çabalarına, üç milletvekilinin taleplerine rağmen Muharrem İnce ile görüşmeye yanaşmayan Kılıçdaroğlu’nun üç milletvekilinin istifasını önlemek için ciddi bir çaba sarf etmemesi dikkat çekti. Kılıçdaroğlu’nu ne üzer? CHP’den istifalar değil, “dostları” ile arasının bozulması üzer. Çünkü Kılıçdaroğlu, dostları ile ittifaka hayatının siyasi projesi olarak bakıyor. 2023 hesaplarını, dostları üzerine kurmuş durumda.
ISLAK İMZALI 6 MADDE
CHP’den istifa eden üç milletvekili 26 Ocak günü Kılıçdaroğlu ile bir araya gelmişti. Görüşmede grup başkanvekili Özgür Özel de hazır bulunuyor. Üç milletvekili 6 maddeden oluşan önerilerini, ıslak imzalı olarak sunuyorlar.
1- Atatürk’le sorunu olanların görevden alınması. Marjinal bir yapı olan 10 Aralık hareketine geçit verilmemesi.
2- Muharrem İnce ve diğer tüm ötekileştirilen parti önderleri ile görüşülüp ikna edilmeleri, partide birliğin sağlanması.
3- İttifak görüşmelerinin seçim sathına bırakılması, birinci parti olmak için çaba harcanması.
4- HDP yönetimi ile ilişkilere net mesafe konulması, seçmene yönelik politika üretilmesi.
5- Kurucu değerlerden taviz verilmemesi.
6- Parti içi demokrasi adımlarının atılması.
Görüşmede üç milletvekili parti önderleri ile görüşme yapılması ve partide birliğin sağlanması konusunda ısrar ediyorlar. “Muharrem İnce, Hikmet Çetin, Deniz Baykal gibi büyüklerimizi çağırın, öncülük edin” diyorlar.
Kılıçdaroğlu 6 maddeden üçünü önemsiyor. Ama biri üzerinde hiçbir değerlendirme yapmıyor. Hangisi olduğunu tahmin etmişsinizdir. Muharrem İnce’nin parti kurmasının önlenmesi ve CHP’de kalmasının sağlanması yönündeki değerlendirmeleri ilgisiz bir şekilde dinliyor.
Üç milletvekilinin, Canan Kaftancıoğlu’nun görevden alınması yönündeki talebinden rahatsız oluyor. Daha da ötesi, Kaftancıoğlu’na güçlü bir şekilde destek veriyor. İstanbul seçimlerinin kazanılması Kaftancıoğlu’nu vazgeçilmez kıldı.
Görüşmenin ağırlıklı bir bölümünü ise HDP ile ilişkiler oluşturuyor. Üç milletvekili, ağız birliği etmişçesine, “HDP seçmeni ile siyasi elitler üzerinden ilişki kurmayalım. Çünkü HDP ile PKK arasındaki ilişki rahatsız edici” diyorlar.
Kılıçdaroğlu, HDP ile ilişkiler konusunda “Biz HDP ile işbirliği yapmıyoruz. HDP ile de görüşebiliyoruz” diyor. Şurası çok net: Kılıçdaroğlu, doğrudan Kürt seçmene ulaşmak yerine, HDP üzerinden ilişki kurmayı tercih ediyor. Seçim sonuçları da Kılıçdaroğlu’nun elini güçlendiriyor. Misal, İstanbul seçimleri.