Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fethin üzerinden asırlar geçmesine rağmen hala İstanbul’un Türk milletinin ve Müslümanların elinde olmasının kabullenilemediğini görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin attığı her adımın, yaptığı her faaliyetin dünyanın tamamının ilgisini çektiğini söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Ayasofya’yı ibadete açma sürecinde İstanbul’un 1453’ten beri süren Türk toprağı kimliğini sindirmekte zorlananlar olduğuna şahitlik ettik.”
MİT’in kriptoloji, siber, uydu, sinyal istihbaratı alanlarında dünya ölçeğinde çalışmalara imza attığının altını çizen Erdoğan, “İstanbul’daki (MİT) bölge başkanlığımızın terör örgütlerinin eylem arayışları ve yabancı istihbarat kuruluşlarının casusluk girişimleriyle etkin şekilde mücadele edecek kapasitede olması büyük önem arz ediyor. Teşkilatımızın diğer güvenlik kurumlarımızla yakın iş birliği sayesinde İstanbul’da terör örgütlerinin eylem yapma kapasiteleri ciddi şekilde sınırlanmıştır.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Stratejik istihbarat, terörle mücadele, istihbarata karşı koyma gibi konularda da İstanbul’daki çalışmalar ön plana çıkıyor.”
MİT’in bugüne kadar 100’ü aşkın FETÖ’cünün ülkeye iadesinin sağlandığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kaçırılan vatandaşlarının kurtarılması için bizden yardım talebinde bulunan ülke sayısı giderek artıyor. Terör örgütleri mensupları artık biliyor ki dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin soluğu enselerindedir. Çatışma bölgelerinde elde ettiğimiz kazanımlar, diplomatik alanda ülkemizin masaya daha güçlü oturmasını, milli menfaatlerimizi daha etkili savunabilmemizi sağlıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Geçtiğimiz ocak ayında Ankara’da teşkilatımızın karargah binasının açılışını yapmıştık. MİT’in yeni binaları yeni atılımları ile devletimize olan hizmetlerini kat be kat arttıracağına inanıyorum. Bilginin ve bilgiyi kullanmanın en etkili silaha döndüğü bir dönemde istihbaratın önemi çok daha fazla artmıştır.
Merhum Abdulhamit Han’ın güçlü istihbarat ağı sayesinde ülkeyi pek çok badireden tek bir kurşun atmadan kurtardığı tarih kitaplarında uzun uzun anlatılır. İstihbaratı çökertilmemiş bir ülkenin çökertilmesi ya mümkün değildir ya da fevkalade ağır maliyettedir.
Türkiye’nin en önemli kurumlarından biri olan MİT’in ayakta kalması son dönemdeki imtihanlarından alnının akıyla çıkmıştır. İstanbul istihbarat konusundaki özel konumuyla da öne çıkmıştır. Hiç şüphesiz İstanbul dünyanın merkezi konumundadır. Ülkemizin bir süredir verdiği tarihi mücadelede ilk hedef alınan kurumlarının başında MİT’in geliyor olması tesadüfi değildir.
İstanbul’un halen Türk milletinin ve müslümanların elinde olmasının kabullenilemediğini görüyoruz. Son olarak Ayasofya’yı ibadete açma sürecimizde İstanbul’un tük toprağı kimliğini sindirmekte zorlananlar bulunduğuna bir kez daha şahitlik ettik. Fethin üzerinden asırlar geçmesine rağmen hala İstanbul’un Türk milletinin ve Müslümanların elinde olmasının kabullenilemediğini görüyoruz.
İstanbul milletimizin gözbebeği olduğu kadar bizim de en büyük aşkımız ve sevdamızdır.
Hedefimiz İstanbul’u finansın, kültürün, sağlığın merkezi haline getirmektir. Amacımız İstanbul’u en güvenli şehirlerden biri haline getirmek. Böylesine önemli bir coğrafyada yaşamanın şartlarından birisi de diğer devletlerin ve terör örgütlerinin ülkemiz aleyhtarı casusluk faaliyetlerini tespit edip engellemektir. İstanbul’da güvenliği sağlamak öylesine kolay bir iş değil. Bu merkezimizle Ankara’daki karargahtan sonra en büyük ikinci merkeze sahip olduk. Ankara ve İstanbul bu süreçteki yükümüzü büyük oranda alacağı gibi bütün faaliyetleri de çok daha seri şekilde takip etmemize imkan verecektir.
İstanbul’da terör örgütlerinin eylem yapma kapasiteleri ciddi şekilde sınırlandırılmıştır. FETÖ’cü hainlerinin İstanbul’da gizlenme hayallerinin boşa çıkartılmasında da teşkilatımız önemli başarılara imza atmıştır.
Stratejik istihbarat, terörle mücadele, istihbarata karşı koyma gibi konularda da İstanbul’daki çalışmalar ön plana çıkıyor. Kaçırılan vatandaşlarının kurtarılması için bizden yardım talebinde bulunan ülke sayısı giderek artıyor.
Teşkilatımız yürüttüğü istihbarat diplomasisi ve ortak operasyonlar ile bugüne kadar 100’e kadar FETÖ’cünün ülkemize iadesini sağlamıştır. Terör örgütü mensupları artık biliyorlar ki dünyanın neresinde olursa olsunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin soluğu enselerindedir.
Kendine özgü çalışma yöntemleriyle PKK’nın tarihinin ne büyük darbelerini almasında teşkilatımızın çok büyük emekleri vardır. MİT’in TSK ve emniyet teşkilatımızla yürüttüğü ortak operasyonlar sayesinde PKK lider kadrosu adeta hareket edemez hale getirilmiştir.
PKK’nın tarihindeki en büyük darbeleri almasında MİT’in çalışmalarının payı büyüktür.
Darbeci Hafter’in ilerleyişinin durdurulmasında MİT’in istihbarat desteği oyun değiştirici nitelikte olmuştur.
Büyük ve güçlü Türkiye yolunda istihbarat kilit silahımızdır ve öyle olmaya devam edecek.