Muratpaşa ilçesine bağlı Haşim İşcan Mahallesi’ndeki iki katlı evin zemin katında Tapu ve Kadastro 6’ncı Bölge Müdürlüğü kayıtlarına göre, tarihi 650 yıl öncesine dayanan bir sarnıç bulunuyor. Çatı katında biriken yağmur suyu, oluklar sayesinde zemin katta bulunan 7 metre derinliğinde, 5 metre genişliğindeki sarnıca doluyor. Daha önceleri açıkta bulunan sarnıç, 250 yıl önce üzerine inşa edilen ev ile kapalı mekanda korunuyor.
Evin 4 kuşaktır sahibi olan Boyacı ailesi, hâlâ aynı evde yaşıyor. Burçin Çakın Boyacı, babasından miras kalan evi ayakta tutabilmek için evde yaşayıp, eksikliklerini tamamlıyor. Annesi Emine Gülay Çakın’ı ise daha iyi yaşam koşulları sağlanması için özel yaşlı bakım merkezine yerleştiren Boyacı, sık sık ziyaret ederek annesiyle ilgileniyor.
Doğduğundan bu yana o evde yaşayan Emine Gülay Çakın, yaşlı bakım merkezinde yağmur suyunu arıyor. Oğlu her ziyaretinde annesine sarnıçtan birkaç litre yağmur suyu götürüyor. Emine Gülay Çakın, “Saf su olduğu için seviyorum. Sarnıcı temizliyoruz, kumaştan filtre için kese dikiyoruz. Borulardan gelen su süzülerek geliyor. Çok farklı tadı var. Tarif edilemeyecek kadar güzel. Çayı güzel, kahvesi köpüklü olur. Hayatımız yağmur suyuyla geçti” diyor.
Antalya Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Ali Manavoğlu, yağmur suyunun içilmesi gereken bir su olmadığını belirtiyor. İçerisinde ağır metaller ve kimyasallar bulunan yağmur suyunun, uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguluyor. Günümüzde çevreye salınan kimyasallar nedeniyle yağmur suyunun da kirlendiğini ifade ediyor.